English - Turkish
Definition of to involve; necessitate in English Turkish dictionary
- entail
- {f} şarta bağlamak
- entail
- {f} gerektirmek
- entail
- {f} yol açmak
- entail
- meşruta
- entail
- sürüklemek
- entail
- {f} kaosamak
- entail
- {f} satılmaması koşuluyla vermek
- entail
- {i} mülkiyeti muhafaza
- entail
- İngiltere'de bir mülkün vâris tarafından ferağ veya satışını meneden miras usulü
- entail
- Miras yoluyla intikal eden ve satılması yasak olan gayri menkuller, meşruta
- entail
- İcap ettirmek
- entail
- Meşruten vakfetmek
- entail
- icap ettirmek
- entail
- entailmenticap ettirme
- entail
- {i} satılmaması koşuluyla verilen mülk
- entail
- belirli bir veraset usulüne göre vermek
- to necessitate
- zorunlu kılmak
Related Terms
English - English
Definition of to involve; necessitate in English English dictionary
- entail
to involve; necessitate
Hyphenation
to involve; ne·ces·si·tatePronunciation
Resimler
History
Favorites