to have a nap; to sleep for a short period of time, especially during the day

listen to the pronunciation of to have a nap; to sleep for a short period of time, especially during the day
English - Turkish

Definition of to have a nap; to sleep for a short period of time, especially during the day in English Turkish dictionary

nap
şekerleme

Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı. - Feeling tired after his walk in the country, he took a nap.

Sürekli şekerleme yapıyordu. - She was taking a nap all the time.

nap
kısa uyku
nap
şekerleme yapmak

Tom bir şekerleme yapmak istiyordu. - Tom wanted to take a nap.

Bir şekerleme yapmak istedim. - I wanted to take a nap.

nap
faydalan(mak)
nap
{i} uyku

Kısa bir uykudan sonra ödevimi yaptım. - I did my homework after I took a nap.

Birkaç saatlik uyku sana iyi gelecektir. - A few hours nap will do you good.

nap
(Askeri) OF THE EARTH FLIGHT: YALAMA UÇUŞU: Genel olarak arazi eğrileri takip edilmekle beraber, bitki ve arızaların müsaadesi nispetinde, yere yakın olarak yapılan uçuş. Pilot, uçuşa çıkmadan önce, bilinen arazi arızalarına dayanarak, uzunluğuna ekseni hedef istikametini gösteren geniş bir hareket koridoru planlar. Uçuş sırasında, kendi genel hareket istikametini muhafaza etmekle beraber, arazi, bitki ve suni arızaların sağladığı örtü ve gizlemeden azami şekilde faydalanmak üzere, önceden planladığı koridor dahilinde zigzag ve dolambaçlı bir rota takip eder. Yalama uçuşu, düşman keşif, gözetleme ve ateş gücüne karşı azami örtü ve gizleme temin etmek suretiyle, baskın ve kaçınma manevrası yapma imkanı verir. Bak. "terrain flight"
nap
Onu gafil avladım
nap
{f} kestirmek

Öğleden sonra kestirmek isteyebilirsin. - You might want to take an afternoon nap.

Tom öğleden sonra kestirmek istediğini söyledi. - Tom said he wanted to take an afternoon nap.

nap
I caught him napping
nap
hafif kısa uyku
nap
hav/şekerleme
nap
{f} içi geçmek
nap
{f} tüylendirmek (kumaş)
nap
hafif uykuya dalmak
nap
{f} uyuklamak
nap
(isim) şekerleme, kestirme, uyku, kısa uyku, hav, tüy (kumaş)
English - English
nap
to have a nap; to sleep for a short period of time, especially during the day

    Hyphenation

    to have a nap; to Sleep for a Short pe·ri·od of time, es·pe·cial·ly dur·ing the Day

    Pronunciation

Favorites