Paris, özgürlüklerini savunmak için elinden geleni yaptı.
 - Paris did her best to defend her liberties.
Tom kendini savunmak için hiçbir girişimde bulunmadı.
 - Tom made no attempt to defend himself.
Ben söylediğini doğru bulmuyorum fakat onu söyleme hakkını ölünceye kadar savunacağım.
 - I disapprove of what you say, but I will defend to the death your right to say it.
Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler.
 - It is more difficult to defend oneself than to defend someone else. Those who doubt it may look at lawyers.
Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı.
 - All the police officers were equipped with shields to defend themselves against the rioters.
Kendini bu suçlamalara karşı korumak için buraya gelmedi.
 - She didn't come here to defend herself against these accusations.