to finish (with); lastly

listen to the pronunciation of to finish (with); lastly
English - Turkish

Definition of to finish (with); lastly in English Turkish dictionary

finally
nihayet

Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık. - After six hours' climbing, we finally succeeded in reaching the top of the mountain.

O, nihayet IBM'in başkanı oldu. - He finally became the president of IBM.

finally
en sonunda

Tom ve Mary en sonunda yalnız kalmışlardı. - Tom and Mary were finally alone.

Biz en sonunda sana bizim seni istediğimiz yerde sahibiz. - We finally have you where we want you.

finally
tamamen

Tom ve Mary nihayet tamamen yalnızdı. - Tom and Mary were finally completely alone.

finally
bir de

Tom sonunda Mary'den bir ders kitabı aldı. - Tom finally got a text from Mary.

Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur. - It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age.

finally
velhasıl
finally
kesin olarak
finally
sonunda

O, sonunda IBM'in başkanı oldu. - He finally became the president of IBM.

Sonunda onu polise teslim etmeye karar verdik. - We finally decided to give him over to the police.

finally
sözün kısası
finally
son olarak

Son olarak, delegeler oy kullandı. - Finally, the delegates voted.

Son olarak, birisi konuştu. - Finally, someone spoke.

English - English
finally

Finally, I washed my dog.