to fill or hold a position

listen to the pronunciation of to fill or hold a position
English - Turkish

Definition of to fill or hold a position in English Turkish dictionary

occupy
{f} meşgul etmek
occupy
işgal etmek

Göçmenler dünyadaki en huzurlu insanlardır. Onlara ait olmayan bir toprağı işgal etmek için binlerce mil geçerler ve eğer vahşi yerli değillerse kimseyi öldürmezler. - The settlers are the most peaceful people in the world. They cross thousands of miles to occupy a land that doesn't belong to them and they never kill anyone if they're not a savage native.

occupy
{f} (ev, bina, oda v.b.'nde) oturmak
occupy
kapla
occupy
olmak
occupy
işgal altında tutmak
occupy
zapt etmek
occupy
işgal etmek (yer)
occupy
-de oturmak
occupy
{f} almak (zaman)
occupy
be occupied with ile meşgul olmak
occupy
{f} (koltuk, masa v.b.'nde) oturmak; (yatakta) yatmak
occupy
(fiil) oturmak, tutmak, işgal etmek, almak (zaman), meşgul etmek
occupy
{f} belirli
occupy
{f} oturmak
occupy
{f} meşgul etmek; (zamanını) almak
occupy
işgal et,kapla
occupy
x meşgul et/tut/işgal et
English - English
occupy
to fill or hold a position

    Hyphenation

    to fill or hold a po·si·tion

    Turkish pronunciation

    tı fîl ır hōld ı pızîşın

    Pronunciation

    /tə ˈfəl ər ˈhōld ə pəˈzəsʜən/ /tə ˈfɪl ɜr ˈhoʊld ə pəˈzɪʃən/
Favorites