to draw near, move, be quick, proceed, happen

listen to the pronunciation of to draw near, move, be quick, proceed, happen
English - Turkish

Definition of to draw near, move, be quick, proceed, happen in English Turkish dictionary

come
{f} k.dili. beli gelmek, boşalmak; orgazm
come
önümüzdeki

Önümüzdeki hafta beni görmeye gelmeyecek misin? - Won't you come and see me next week?

Onun yeni romanı önümüzdeki ay çıkacak. - Her new novel will come out next month.

come
kopmak
come
edinmek

İşsiz pek çok kişi ile işleri edinmek zordur. - Jobs are hard to come by with so many people out of work.

Bu günlerde iş edinmek zor. - Jobs are hard to come by these days.

come
girmek

İçeri girmek ister misin? - Do you want to come in?

Bir içki için girmek ister miydiniz? - Would you like to come in for a drink?

come
ödemek
come
gün doğmak (şans)
come
üretilmek
come
boşalmak
come
başlamak

İçeri gelin. Başlamak üzereyiz. - Come on in. We're just about to get started.

Hemen geri gelmek zorundaydık çünkü okul başlamak üzereydi. - We had to come back soon because school was about to start.

come
elde edilmek
come
olmak

Ne olursa olsun bir şarkıcı olmak istiyorum. - I wish to be a singer come what may.

Tom bugün bizimle olmak için Boston'dan bütün yolu katetti. - Tom has come all the way from Boston to be with us today.

come
sperma
come
dönmek

Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin. - You may go out only if you come back soon.

Geri dönmek istemiyorsan, anlarım. - If you don't want to come back, I'll understand.

come
{f} tatmin olmak
come
{f} (came, come)
come
{f} gelmek. Come July and we'll be swimming. Temmuz geldiğinde denize girmiş olacağız
come
hadi

Hadi ama, içkiler benden. - Come on, drinks are on me.

Hadi, arkadaşlar, bu artık komik değil. - Come on, guys. This is not funny anymore.

come
sakladığını çıkarıp vermek
English - English
{v} come
to draw near, move, be quick, proceed, happen
Favorites