Telleri ayırmak zorunda kalacağız.
 - We'll have to separate the wires.
Manş denizi İngiltere'yi ve Fransa'yı ayırmaktadır.
 - The English Channel separates England and France.
Tom bana ebeveynlerimin ayrılmadan önce ne kadar süredir evli olduklarını sordu.
 - Tom asked me how long my parents had been married before they separated.
Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir.
 - Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway.
Tom bana ebeveynlerimin ayrılmadan önce ne kadar süredir evli olduklarını sordu.
 - Tom asked me how long my parents had been married before they separated.
Dil kültürden ayrılmaz.
 - You can't separate language from culture.
Guangdong'u Guangxi'den ne ayırıyor?
 - What separates Guangdong from Guangxi?
Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur.
 - It is no use trying to separate the sheep from the goats while in a state of madness.
Manş denizi İngiltere'yi ve Fransa'yı ayırmaktadır.
 - The English Channel separates England and France.
Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur.
 - It is no use trying to separate the sheep from the goats while in a state of madness.
Separate the articles from the headings.