Definition of to demand, to insist upon (having); to call for authoritatively in English Turkish dictionary
- require
- {f} gerektirmek, icap ettirmek, istemek: work requiring patience sabır isteyen iş
- require
- {f} -e ihtiyacı olmak, -e gereksinimi olmak: We require
- require
- talep etmek
- require
- ihtiyaç
Önemsiz bir problem, uzun tefekküre ihtiyaç duymaz.
-A trivial problem doesn't require long contemplation.
Hangi bilgiye ihtiyaç duyuyorsun?
-What information do you require?
- require
- icap
- require
- (fiil) istemek, gerektirmek, icap etmek, gerekmek, gerekli olmak, ihtiyacı olmak, eksik olmak, zorunlu tutmak
- require
- iste
İstediğin başka bir şey var mı?
-Is there anything else you require?
Üzgünüm ama isteğinizi yerine getiremem.
-I am sorry, but I cannot meet your requirement.
- require
- gereksinimi olmak
- require
- gereksinmek
- require
- buyurmak
- require
- -e ihtiyacı olmak
- require
- gerektir
Çok dil bilen biri olmanızı gerektirmiyor.
-It doesn't require you to be a polyglot.
Sanat öğrenimi yapmak iyi bir zevk gerektirir.
-It requires a good taste to study art.
- require
- istemek
- require
- dilemek
- require
- rica etmek
- require
- {f} gerektirmek
- require
- {f} zorunlu tutmak
- require
- {f} gerekmek
- require
- {f} gerekli olmak
Related Terms
Definition of to demand, to insist upon (having); to call for authoritatively in English English dictionary
- require
Regrettably, I have concluded, after considering the matter over Christmas , that I can no longer maintain the high standard of service I require of myself, meet the demands of office and cope with the pressures of public life, without my health deteriorating further.’.