to cure, grow well, soften, reconcile

listen to the pronunciation of to cure, grow well, soften, reconcile
English - Turkish

Definition of to cure, grow well, soften, reconcile in English Turkish dictionary

heal
healable iyi olması kabil
heal
sağaltmak
heal
şifa

Zaman büyük bir şifacı ama kötü bir güzellikçidir. - Time is a great healer, but a poor beautician.

Tom bir inanç şifacısı. - Tom is a faith healer.

heal
iyileşme

Onun kırık bacağı henüz iyileşmedi. - Her broken leg has not healed yet.

Yara henüz iyileşmedi. - The wound is not yet healed.

heal
açık deniz
heal
bitirmek
heal
son vermek
heal
(yara/vb.) iyileşmek
heal
iyileştir

Zaman bütün yaraları iyileştirir. - Time heals all wounds.

Zaman her şeyi iyileştirir. - Time heals everything.

heal
iyileştirmek

Kalp yaralarını iyileştirmek zaman alır. - Healing the wounds of the heart takes time.

heal
iyileşmek

Bir boşanmadan iyileşmek zaman alır. - It takes time to heal from a divorce.

heal
(Tıp) Şifa bulmak, iyileşmek
heal
{f} tatlıya bağlamak
heal
(Tıp) Şifa vermek, iyi etmek
heal
{f} düzeltmek
heal
iyileşebilir iyileş/iyileştir
English - English
{v} heal