to come into an inheritance

listen to the pronunciation of to come into an inheritance
English - Turkish

Definition of to come into an inheritance in English Turkish dictionary

inherit
{f} miras olarak almak

Öğretmenim, sonsuz yaşamı miras olarak almak için ne yapayım? - Teacher, what shall I do to inherit eternal life?

inherit
{f} kalıtımla kazanmak
come into an inheritance
mirasa konmak
inherit
varis ol/al
inherit
miras al

Altmış yaşındaki teyzem büyük miras aldı. - My sixty-year-old aunt inherited the huge estate.

Tom o adamın kızıyla adamın işini miras alacağı vaadi ile evlenmeyi kabul etti. - Tom agreed to marry that man's daughter with the promise that he'd inherit the man's business.

inherit
{f} (from) -e (-den) miras kalmak, -e (-den) kalmak, (bir şeyin) mirasçısı/vârisi olmak: She inherited it from her grandfather. Ona dedesinden
inherit
inheritorvaris
inherit
(Bilgisayar) devral

Genlerimizi ebeveynlerimizden devralırız. - We inherit our genes from our parents.

Onun gayrimenkulünü devralacağım. - I will inherit his estate.

inherit
kalıtım yoluyla almak
inherit
mirasla almak
inherit
-e miras kalmak; vâris olmak
inherit
(Kanun) mirasla iktisap etmek
inherit
(Ticaret) tevarüs etmek
inherit
(fiil) miras olarak almak, kalıtımla kazanmak, miras almak, mirasa konmak
inherit
kalıt almak
inherit
{f} mirasa konmak
English - English
inherit
to come into an inheritance

    Hyphenation

    to come in·to an in·her·it·ance

    Turkish pronunciation

    tı kʌm întı ın înherıtıns

    Pronunciation

    /tə ˈkəm əntə ən ənˈherətəns/ /tə ˈkʌm ɪntə ən ɪnˈhɛrətəns/
Favorites