English - Turkish
Definition of to begin to lose light or whiteness; to grow dusk in English Turkish dictionary
- dusk
- alacakaranlık
Alacakaranlık çöl üzerine düştü.
-Dusk fell over the desert.
- dusk
- günbatım
- dusk
- az karanlık
- dusk
- (Askeri) şafak
Roger şafaktan alacakaranlığa kadar çalışır.
-Roger works from dawn to dusk.
Tom şafaktan alacakaranlığa kadar çalıştı.
-Tom worked from dawn to dusk.
- dusk
- gün kararması
- dusk
- kasvet
- dusk
- akşam karanlığı
Akşam karanlığında gerinme egzersizleri yapmayı seviyorum.
-I like doing stretching exercises at dusk.
- dusk
- yarı karanlık
- dusk
- loş
- dusk
- {i} alaca karanlık
- dusk
- (Askeri) GÜN AĞARMASI: Tam karanlıktan, mahalli fecrin (civil morning twilight) başladığı ana kadar olan fecir devresi
- dusk
- dusky oldukça karanlık
- dusk
- koyu esmer
Related Terms
English - English
Definition of to begin to lose light or whiteness; to grow dusk in English English dictionary
- dusk
And lamps in England lighted,.
to begin to lose light or whiteness; to grow dusk
Hyphenation
to Beg·in to lose light or whiteness; to Grow duskPronunciation
Resimler
Favorites