to be in a horizontal position

listen to the pronunciation of to be in a horizontal position
English - Turkish

Definition of to be in a horizontal position in English Turkish dictionary

lie
{f} yalan söylemek

Yalan söylemek çok kötü bir alışkanlıktır. - Telling lies is a very bad habit.

Yalan söylemek yanlıştır. - It is wrong to tell a lie.

lie
{f} uzanmak

Tom bütün gün yatakta uzanmaktan başka bir şey yapmadı. - Tom did nothing but lie in bed all day.

Bütün gün yatakta uzanmaktan başka bir şey yapmadı. - He did nothing but lie in bed all day.

lie
{f} yatmak

Ben yatmak istiyorum. - I'd like to lie down.

İşte sorun burada yatmaktadır. - That's where the problem lies.

lie
{i} palavra
lie
{i} konum

Konumunu yitirdi çünkü yalan söylemekten kaçınmıştı. - He lost his position just because he refused to tell a lie.

lie
{f} (lay, lain, ly.ing)
lie
{f} yasal olmak
lie
{f} mideye oturmak
lie
(fiil) yalan söylemek, kandırmak, yatmak, uzanmak, mideye oturmak, yasal olmak
lie
kalmak
lie
{f} durmak, kalmak, olmak
lie
{i} duruş

Ayılar uyuduğunda ya da uzandığında onların duruşları ısıdan kurtulmak ya da onu korumak isteyip istemediklerine bağlıdır. - When bears sleep or lie down, their postures depend on whether they want to get rid of heat or conserve it.

lie
{f} uzan

Öğle yemeğimi bitirdiğimde, bir saat uzanacağım. - When I have finished my lunch, I will lie down for an hour.

Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım. - As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.

lie
balığın gizlendigilie down yatmak
lie
yer almak

Alman Alpleri'nde ağaçların bittiği yer yaklaşık 1800 metre yükseklikte yer almaktadır. - The treeline in the German alps lies at an elevation of about 1800 meters.

Şehir bir dağın eteğinde yer almaktadır. - This city lies at the base of a mountain.

lie
bulunmak
lie
uzan(mak)
to be in
olmak

İlerde ne olmak istiyorsun? - What do you want to be in the future?

O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi. - She promised her father to be in time for lunch.

lie
(Tıp) Duruş, yatış, fetüsün uzun ekseni il annenin uzun ekseni arasındaki münasebeti belirtmekte kullanılan obstetrik terim
English - English
lie

Our uninquiring corpses lie more low / Than our life's curiosity doth go.

in a horizontal position
horizontally
to be in a horizontal position

    Hyphenation

    to be in a ho·ri·zon·tal po·si·tion

    Turkish pronunciation

    tı bi în ı hôrızäntıl pızîşın

    Pronunciation

    /tə bē ən ə ˌhôrəˈzäntəl pəˈzəsʜən/ /tə biː ɪn ə ˌhɔːrəˈzɑːntəl pəˈzɪʃən/
Favorites