Bu nasıl yapılmış olabilir?
- How could it have been done?
İşlerinizi yarım yapılmış bırakmayın.
- Don't leave things half done.
Tom Mary'nin çok yorgun olduğunu söyledi.
- Tom said Mary was done.
Çok yorgun olduğunu biliyordum.
- I knew you were done.
Üzüm hasadı elle yapılır.
- The grape harvest is done manually.
Bir çok iş bilgisayarlar tarafından yapılır.
- A lot of jobs are done by computers.
Tom bugün için yorgun.
- Tom is done for today.
Tom Mary'nin çok yorgun olduğunu söyledi.
- Tom said Mary is done.
Ev ödevimi yaptıktan sonra ,televizyonda beyzbol oyununu izledim.
- Having done my homework, I watched the baseball game on television.
Öyle bir şey yapmış olamaz.
- He cannot have done such a thing.
Etimi iyi pişmiş severim.
- I like my meat well done.
Bifteğimi iyi pişmiş istiyorum.
- I'd like my steak well done.
Sen buraya gelinceye kadar bitmiş olacak.
- It'll be done by the time you get here.
İşin bitmiş olduğunu düşünüyorum.
- I think the job is done.
Bu derhal yapılmak zorunda değil.
- It doesn't have to be done right away.
Bu şimdi yapılmak zorunda mı?
- Does this have to be done now?
Yapılması gereken her şeyi yapmak için yeterli zamanım yok.
- I don't have enough time to do everything that needs to be done.
Yapılması gereken her şeyi yapmak için yeterli zaman yoktu.
- There wasn't enough time to do everything that needed to be done.
Dergi ile işin bitti mi?
- Are you done with that magazine?
Benim vardiya neredeyse bitti.
- My shift's almost done.
Tom yaptıklarından pişman olmuş gibi görünüyordu.
- Tom seemed to regret what he had done.
Etimi iyi pişmiş severim.
- I like my meat well done.
Bifteğimi iyi pişmiş istiyorum.
- I'd like my steak well done.
Öğretmenin ev ödevini zamanında yapmadığı için Tom'un özrünü kabul etmesi çok zayıf bir olasılıktır.
- It's very unlikely that the teacher will believe Tom's excuse for not having his homework done on time.
O, yanlış yaptığını kabul etti.
- He admitted having done wrong.
Yapmış olduğundan dolayı ona teşekkür ettim.
- I thanked him for what he had done.
Mümkün olduğunca kısa sürede onu yaptır.
- Get it done as soon as possible.
Bütün ödevlerim tamam.
- All my homework is done.
Bir dakika bekle, benim çamaşır tamam, çamaşırı asmaya gideceğim.
- Wait a minute, my laundry is done, I'll go hang out the washing.
When the water is done we will only be able to go on for a few days.
What is the done thing these days? I can't keep up!.
They were done playing and were picking up the toys when he arrived.
I done did my best to raise y'all.
I have done my work.
He is done, after three falls there is no chance he will be able to finish.
... It's a spontaneous part of the show. >>Kevin Allocca: Have you done any particularly ...
... we've done when it comes to trade is not only sign three trade deals to open up new ...