Bu telefon faks makinesine bağlıdır.
- This telephone is connected to the fax machine.
Tom henüz internet'e bağlı değildi.
- Tom hasn't connected to the Internet yet.
Dünyadaki tropikal yağmur ormanları, gezegende yaşamın ekolojik zincirine kritik bağlantılıdır.
- The world's tropical rainforests are critical links in the ecological chain of life on the planet.
ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.
- It is a prevalent belief, according to a nationwide poll in the United States, that Muslims are linked with terrorism.
Bir insan aya indi. Berlinde bir duvar yıkıldı. Bir dünya kendi bilimimizle ve hayal gücümüzle bağlandı.
- A man touched down on the moon. A wall came down in Berlin. A world was connected by our own science and imagination.
İki şehir bu otoyol ile birbirine bağlandı.
- The two cities are connected by this highway.
Bu onunla nasıl bağlantılı?
- How is this connected to that?
İki şehir bu otoyol ile birbirine bağlandı.
- The two cities are connected by this highway.
Olaylar yakından bağlantılı idi.
- The events were closely linked.
Bir zincir birçok bağlantıdan oluşur.
- A chain is made up of many links.
Fadıl'ın Leyla'nın ortadan kaybolmasıyla ilişkili olduğuyla ilgili hiç kanıt yoktu.
- There was no proof that Fadil was connected to Layla's disappearance.
Mary sincaplarla ilgili her şeyi toplar.
- Mary collects anything that's connected with squirrels.
Fadıl'ın Leyla'nın ortadan kaybolmasıyla ilişkili olduğuyla ilgili hiç kanıt yoktu.
- There was no proof that Fadil was connected to Layla's disappearance.
Onların hepsi akraba.
- All of them are connected.
Tatoeba'nı yeni versiyonu, insanları eklemeye ve onlarda redaksiyon yapmaya olanak sağlayacak!
- The new version of Tatoeba will allow linking people, and even editing them!
... connected Europe, Asia, and Africa, now reaches across the Atlantic. ...
... stay connected to friends, family and colleagues; ...