Uçuşu kaçırmak istemiyorum.
 - I don't want to miss the flight.
Ben uçuşumu kaçırmak istemiyorum.
 - I don't want to miss my flight.
Kuşa ateş etti fakat ıskaladı.
 - He shot at the bird, but missed it.
Ok hedefini ıskaladı.
 - The arrow missed its target.
Mezuniyet töreninde mezun olan öğrencilerin adlarını söylemeyi unutmak şaşırtıcı bir başarısızlıktır.
 - Forgetting to say the graduating student's name at the graduation ceremony was a colossal miss.
Eğer senin düzenli desteğin olmasa, benim misyonum başarısızlıkla sonuçlanırdı.
 - But for your steady support, my mission would have resulted in failure.
Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi.
 - It's an honor to meet you, miss.
Sen Fransa'dayken seni gerçekten çok özlemiştim.
 - I really missed you when you were in France.
Anne üniversitedeki kızını özledi.
 - The mother missed her daughter who was away at college.