Uzun zamandır istediğim fotoğraf makinesi budur.
- Esta es la cámara que he querido por mucho tiempo.
Sana son kez yazdığımdan beri uzun zaman oldu.
- Ha pasado mucho tiempo desde la última vez que te escribí.
Vakit geçirmek için kart oynadık.
- Jugamos a las cartas para pasar el tiempo.
O vakitler, Büyük Britanya savaş için hazır değildi.
- En aquel tiempo, Gran Bretaña no estaba lista para la guerra.
Randevuya zamanında geldi.
- Él llegó a tiempo a la cita.
Benim kitap okumak için zamanım yok.
- No tengo tiempo para leer libros.