English - Turkish
Definition of a tennis return made by hitting the ball before it bounces in English Turkish dictionary
- volley
- {f} yaylım ateş et
- volley
- vole
Mike voleybol takımının bir üyesi değildir.
-Mike is not a member of the volleyball team.
Ben çok voleybol oynarım.
-I play volleyball a lot.
- volley
- yaylım ateş
Düşman bize yaylım ateşi açtı.
-The enemy fired a volley of shots at us.
- volley
- yağmur
- volley
- (fiil) yaylım ateşe tutmak, yağdırmak, topa yere değmeden vurmak
- volley
- vole/yaylım ateş
- volley
- vole vurmak
- volley
- {f} topa yere değmeden vurmak
- volley
- topun yere değmeden geri vurulması
- volley
- birçok şeyi hep birden atmak
- volley
- {f} yaylım ateşe tutmak
- volley
- {i} yağdırma
- volley
- (Tıp) Bir çeşit kemirgen
- volley
- topu yere değmeden vurup geri çevirmek
- volley
- {i} atma
- volley
- x vole vur/yaylım ateş et
- volley
- {i} topa yere değmeden vurma
Related Terms
English - English
Definition of a tennis return made by hitting the ball before it bounces in English English dictionary
- volley
a tennis return made by hitting the ball before it bounces
Hyphenation
a ten·nis re·turn made by hit·ting the Ball be·fore it bouncesTurkish pronunciation
ı tenıs ritırn meyd bay hîtîng dhi bôl bîfôr ît baunsîzPronunciation
/ə ˈtenəs rēˈtərn ˈmād ˈbī ˈhətəɴɢ ᴛʜē ˈbôl bəˈfôr ət ˈbounsəz/ /ə ˈtɛnəs riːˈtɜrn ˈmeɪd ˈbaɪ ˈhɪtɪŋ ðiː ˈbɔːl bɪˈfɔːr ɪt ˈbaʊnsɪz/
Resimler
Favorites