Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

this is something that has a parent

listen to the pronunciation of this is something that has a parent
English - Turkish

Definition of this is something that has a parent in English Turkish dictionary

child
{i} evlat

Tom ve Mary üç çocuğu evlat edindiler. - Tom and Mary adopted three children.

Eşim bir çocuğu evlat edinmek istiyordu. - My wife wanted to adopt a child.

child
çocuk

Larry Ewing evli ve iki çocuk babasıdır. - Larry Ewing is married and the father of two children.

Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım! - People of Almaty, let us create a child-friendly city!

child
{i} küçük

ÇHS'ye göre, 18 yaşından küçük tüm insanlar çocuk olarak kabul edilir. - According to the CRC, all people under 18 are considered to be children.

Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor. - Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.

child
{i} velet
child
{i} ürün

Bu ürünü çocukların erişemeyeceği bir yerde saklayın. - Keep this product out of children's reach.

child
bala
child
ufaklık
child
(Bilgisayar) ast

Kızım, bir çocuk olarak, sıklıkla astım atakları geçirdi. - My daughter, as a child, often suffered from asthma attacks.

Çocukken kızım sık sık astım atakları yaşadı. - As a child, my daughter had frequent asthma attacks.

child
(Bilgisayar) bağımlı

Bu eski çocuk oyuncu daha sonra bir uyuşturucu bağımlısı oldu. - This former child actor later became a drug addict.

Çocuklarınızın televizyon bağımlısı olmasına izin vermeyin. - Don't let your children become couch potatoes.

child
bızdık
child
toy
child
çaylak
child
sonuç

Sami'nin bir çocukla sonuçlanan bir ilişkisi vardı. - Sami had a relationship that resulted in a child.

Sonuçta o hâlâ bir çocuk. - She's still a child after all.

child
{i} çocuk; bebek
child
(Tıp) (children). Çocuk
child
{ç} chil.dren (çîl'drın)
English - English
child
this is something that has a parent

    Hyphenation

    this I·s some·thing that has a par·ent

    Turkish pronunciation

    dhîs îz sʌmthîng dhıt hız ı perınt

    Pronunciation

    /ᴛʜəs əz ˈsəmᴛʜəɴɢ ᴛʜət həz ə ˈperənt/ /ðɪs ɪz ˈsʌmθɪŋ ðət həz ə ˈpɛrənt/
Favorites