the undomesticated state of a wild animal

listen to the pronunciation of the undomesticated state of a wild animal
English - Turkish

Definition of the undomesticated state of a wild animal in English Turkish dictionary

wild
{s} yabani

Yabani kuşları izlemek çok eğlenceli. - Watching wild birds is great fun.

Bir kütüğün altında bazı yabani mantarlar buldum. - I found some wild mushrooms under the log.

wild
vahşi

Vahşi Jaguarlar hakkında rüya gördü. - She dreamt about wild jaguars.

Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır. - Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.

wild
uygarlaşmamış
wild
asi
wild
acayip
wild
bayılmak
wild
hiddetli
wild
Yaban hayatı

Örgüt, yaban hayatı korumasında başlıca rol oynar. - The organization plays a principal role in wildlife conservation.

Kediler yaban hayatı için üst düzeyde tehdittir. Daha şimdiden otuz üç tane türün küresel çapta yok olmasından sorumludurlar ve her yıl milyarlarca yabani kuş ve memeliyi öldürmektedirler. - Cats are the top threat to wildlife. They already are responsible for the global extinction of thirty three species and kill billions of wild birds and mammals each year.

wild
Coşkulu
wild
zırzop
wild
{s} serkeş
wild
{s} sinirli
wild
{s} rasgele
wild
serseri bazı iskambil oyunlarında kıymeti sabit olmayan k
wild
(isim) ıssız, tenha
wild
dönek
wild
{s} delişmen
wild
(zarf) çılgınca, vahşice, başıboş bir şekilde
wild
{s} çılgınca

Tüketici fiyat endeksi çılgınca dalgalanıyor. - The consumer price index has been fluctuating wildly.

Kalbi çılgınca çarpıyordu. - His heart was beating wildly.

wild
{i} tenha

Parti oldukça tenhaydı. - The party was pretty wild.

English - English
wild

After mending the lion's leg, we returned him to the wild.

the undomesticated state of a wild animal
Favorites