Bir ölçüde Psikoloji öğrenimi yaptım.
 - I have studied Psychology to some extent.
Ne ölçüde ona güvenilebilir?
 - To what extent can he be trusted?
Söylenti bir dereceye kadar doğru.
 - The rumor is true to some extent.
Belirli bir dereceye kadar Fransızcayı anlayabilirim.
 - I can understand French to a certain extent.
Leyla'nın mektupları onun ırkçılığının boyutlarını ortaya çıkardı.
 - Layla's letters revealed the extent of her racism.
Dan, Linda'nın suç tarihinin boyutunu bilmiyor.
 - Dan doesn't know the extent of Linda's criminal history.
Söylediğini bir miktar kabul ediyorum.
 - I accept what you say to some extent.