Evimin önünde ufak bir bahçe var.
 - There is a small garden in front of my house.
Kazanmak için ufak bir şansımız var.
 - We have small chance to win.
Hollanda küçük bir ülkedir.
 - Holland is a small country.
Hollanda küçük bir ülkedir.
 - The Netherlands is a small country.
Bizim küçük bir arka bahçemiz var.
 - We have a small backyard.
Arabanın arkasında saklanan küçük bir kedi var.
 - There's one small cat hiding behind the car.
Ne kazandığın patronun maaşı ile karşılaştırıldığında ufak tefek şey.
 - What you make is small potatoes compared to the boss's salary.