English - Turkish
Definition of the report, or loud sound that shooting a gun creates in English Turkish dictionary
- gunfire
- ateş etme
- gunfire
- atış
Komutan adamlarını silah atışına maruz bıraktı.
-The commander exposed his men to gunfire.
- gunfire
- silah ateşi
Ben uzaktan silah ateşi duyuyorum.
-I've been hearing gunfire in the distance.
Polis silah ateşini duyar duymaz geldi.
-The police came as soon as they heard the gunfire.
- gunfire
- ateş
Ben uzaktan top ateşi duyuyorum.
-I've been hearing gunfire in the distance.
Düşmanın ateşine maruz bırakıldılar.
-They were exposed to the enemy's gunfire.
- gunfire
- silah sesi
- gunfire
- (Askeri) SİLAH ATEŞİ: Topçu, piyade tüfekleri ve hafif ateşli silahların ateşi (süngü, kılıç, torpido ve bombalar hariçtir)
- gunfire
- (isim) top ateşi
- gunfire
- silah ateş
Sokak kavgası, silah ateşi yağmuru ile kesildi.
-The street fight was interrupted with a hail of gunfire.
Ben uzaktan silah ateşi duyuyorum.
-I've been hearing gunfire in the distance.
- gunfire
- {i} top ateşi
Ben uzaktan top ateşi duyuyorum.
-I've been hearing gunfire in the distance.
Related Terms
English - English
Definition of the report, or loud sound that shooting a gun creates in English English dictionary
- gunfire
the report, or loud sound that shooting a gun creates
Pronunciation
Resimler
Favorites