the power to enforce rules or give orders

English - Turkish

Definition of the power to enforce rules or give orders in English Turkish dictionary

Related Terms

authority

otorite

Tom otoritesini kötüye kullanıyor, bu yüzden hiç kimse onu sevmiyor. - Tom abuses his authority, so no one likes him.

Tom konu hakkında bir otorite. - Tom is an authority on the subject.

authority

{i} yetki

O yetkisini kötüye kullanıyor. - He abuses his authority.

Bunu yapacak yetkiye sahibim. - I have the authority to do this.

authority

{i} uzman

O, alanında bir uzmandır. - He's an authority in his field.

Tom, alanında bir uzmandır. - Tom is an authority in his field.

authority

velayet

authority

(Havacılık) makan

authority

erbap

authority

şahadet

authority

yetkili

authority

yetke

authority

{i} yetki belgesi

authority

{i} bilirkişi

authority

{i} nüfuz

authority

{i} yetke, otorite. the authorities yetkili kişiler

authority

{i} itibar

authority

(isim) otorite, yetki, yetki belgesi, hüküm, nüfuz, itibar; uzman, bilirkişi; hak

authority

{i} hak

Tom konu hakkında bir otorite. - Tom is an authority on the subject.

English - English

Definition of the power to enforce rules or give orders in English English dictionary

authority

Hyphenation

the po·wer to en·force Rules or give orders

Turkish pronunciation

dhi pauır tı enfôrs rulz ır gîv ôrdırz

Pronunciation

/ᴛʜē ˈpouər tə enˈfôrs ˈro͞olz ər ˈgəv ˈôrdərz/ /ðiː ˈpaʊɜr tə ɛnˈfɔːrs ˈruːlz ɜr ˈɡɪv ˈɔːrdɜrz/