O belirsiz bir süre için bir akıl hastanesine gönderildi.
 - She was sent to a psychiatric hospital for an indefinite period of time.
Dan çok kısa bir süre için Linda'yla flört etti.
 - Dan dated Linda for a very short period of time.
Gündüz vakti okumayı severim.
 - I like reading by daylight.
Çok büyük pencereler bol doğal gün ışığı sağlar.
 - Very large windows assure abundant natural daylight.
Gün ışığından yararlanma saatinin geçen hafta sona erdiğini unuttum.
 - I forgot that the daylight saving time ended last week.