the mother of your father or mother

listen to the pronunciation of the mother of your father or mother
English - Turkish

Definition of the mother of your father or mother in English Turkish dictionary

grandma
nine

Noel için nineme bir gömlek vereceğim. - I'll give grandma a shirt for Christmas.

grandmother
{i} anneanne

Haftada iki kez anneannemi ziyaret ederim. - I visit my grandmother twice a week.

Kız kardeşim anneanneme benzer. - My sister resembles my grandmother.

gran
nine

Ninem bu sabah mektubu yolladı. - My grandmother posted the letter this morning.

Noel için nineme bir gömlek vereceğim. - I'll give grandma a shirt for Christmas.

gran
büyükanne

Büyükannem bir motosiklet sürebilir, ve dahası bir bisikleti de. - My grandmother can ride a motorcycle, and what's more, a bicycle.

Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu. - It's been a long time since I visited my grandmother.

grandma
büyük anne

Büyük annem ve büyük babam için kaygılanıyoruz. - We're worried about Grandma and Grandpa.

Ne yazık ki büyük annemin ne bir kümesi ne de bir motosikleti vardı. - I'm afraid my grandma neither has a henhouse nor a motorcycle.

grandma
büyükanne

Büyükannem sadece biraz çorba içti. - My grandma just drank a bit of soup.

Kırmızı şemsiye ona büyükannesini hatırlattı. - The red umbrella reminded her of her grandma.

gran
i., k.dili. nine, büyükanne
gran
(Tıp) Tane, tanecik anlamına önek
gran
(isim) nine
grandma
i., k.dili. nine, büyükanne
grandma
{i} babaanne

Babaannem eğildi ve bir iğne ve iplik aldı. - My grandma stooped down and picked up a needle and thread.

Babaannem 75 yaşında. - My grandma is 75 years old.

grandma
{i} anneanne

Anneannemin bir ikizi var. - My grandma has a twin.

grandmother
{i} büyükanne

Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor. - My grandmother goes for a walk in the evening.

Büyükannem bana istediğimden daha fazlasını verdi. - My grandmother gave me more than I wanted.

grandmother
{i} nine

Ninem bu sabah mektubu yolladı. - My grandmother posted the letter this morning.

Şu küçük ev, küçük bir kızken ninemin yaşadığı, papatyalarla kaplı ve etrafında elma ağaçları olan bir tepede bulunan küçük eve çok benziyor. - That little house looks just like the little house my grandmother lived in when she was a little girl, on a hill covered with daisies and apple trees growing around.

English - English
granny
gran
grandmother
grannie
grandma
The mother of one's father or mother
grandmother
the mother of your father or mother

    Hyphenation

    the moth·er of your Fa·ther or moth·er

    Turkish pronunciation

    dhi mʌdhır ıv yôr fädhır ır mʌdhır

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈməᴛʜər əv ˈyôr ˈfäᴛʜər ər ˈməᴛʜər/ /ðiː ˈmʌðɜr əv ˈjɔːr ˈfɑːðɜr ɜr ˈmʌðɜr/
Favorites