English - Turkish
Definition of the line along which opposing armies face each other in English Turkish dictionary
- front
- {f} yönelmek
- front
- {f} cephesini düzenlemek
- front
- önünde bulunmak
- front
- hareket
Sürücü, önündeki araç hareket etmediği için bağırıyordu.
-The driver was shouting because the car in front of him wasn't moving.
- front
- -e bakmak
- front
- tavır
- front
- davranış
- front
- çehre
- front
- önemli mevki
- front
- ön saf
- front
- {i} (savaşta) cephe
- front
- {i} (göl, deniz v.b.'ne ait) kıyı, kenar
- front
- {f} on -e
- front
- {f} yol göstermek
- front
- {i} alın
Danışmadan başka bir randevu alın.
-Make another appointment at the front desk.
- front
- {f} dönmek
- front
- yol kenarı
- front
- {i} paravan şirket
- front
- (fiil) bakmak, dönmek, yönelmek, karşı olmak, önderlik etmek, yol göstermek, cephesini düzenlemek
Related Terms
English - English
Definition of the line along which opposing armies face each other in English English dictionary
- front
- battlefront
- front line
the line along which opposing armies face each other
Hyphenation
the line a·long which opposing armies face each oth·erTurkish pronunciation
dhi layn ılông hwîç ıpōzîng ärmiz feys iç ʌdhırPronunciation
/ᴛʜē ˈlīn əˈlôɴɢ ˈhwəʧ əˈpōzəɴɢ ˈärmēz ˈfās ˈēʧ ˈəᴛʜər/ /ðiː ˈlaɪn əˈlɔːŋ ˈhwɪʧ əˈpoʊzɪŋ ˈɑːrmiːz ˈfeɪs ˈiːʧ ˈʌðɜr/
Resimler
Favorites