Amerika izleniminiz nedir?
 - What is your impression of America?
Sana o izlenimi vermeyi kastetmemiştim.
 - I didn't mean to give you that impression.
O, banka yöneticisinde olumlu bir izlenim bıraktı.
 - He made a favorable impression on his bank manager.
İzlenimin nedir, doktor?
 - What's your impression, doctor?
Bugünün Pekin'i bende çok derin bir etki bıraktı ve merakımı uyandırdı.
 - Today's Beijing has given me a very deep impression and aroused my curiosity.
O iyi bir etki yaptı.
 - He made a good impression.
Doğruyu söylemediğin kanısındayım.
 - I get the impression that you aren't telling the truth.