Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı.
 - Tom has been struck by lightning three times.
Öğretmen çocukları, yaramazlık ettiklerinde ya da çarpım tablolarını ezbere okuyamadıklarında döverdi.
 - The teacher caned the children if they misbehaved or were unable to recite their times tables.
Şimdi iyi geceler demenin zamanıdır.
 - Now it's time to say good night.
Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
 - I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Oda uzun süredir boş.
 - The room has been empty for a long time.
Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
 - They have lived here for a long time.
O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
 - That castle was built in ancient times.
Beni ilk adımla çağırmanı senden kaç kez istemek zorundayım?
 - How many times do I have to ask you to call me by my first name?
Yarın bu vakitte onunla akşam yemeği yiyor olacak.
 - He will be having dinner with her at this time tomorrow.
Yarın bu vakitte ailesiyle konuşuyor olacak.
 - He will be talking with his family at this time tomorrow.
Bir zaman makinen olduğunu hayal et.
 - Imagine that you had a time machine.
Bir zaman makinen olduğunu hayal et.
 - Imagine that you have a time machine.