Hatalı olduğunuzu kabul ettiğiniz için çok büyüksünüz.
 - It's very big of you to admit you're wrong.
Park oldukça büyüktür; Çok sayıda ağaçları ve çok sayıda çiçekleri vardır.
 - This park is pretty big; it has a lot of trees and many flowers.
Cüsseli erkekler her zaman güçlü değildir.
 - Big men are not always strong.
O, cüsseli, yavaş hareket eden bir adamdı.
 - He was a big, slow-moving man.
Niçin o kadar mühim bir şeyi söylemek için beni uyandırdın? Şimdi, asla işime konsantre olamayacağım.
 - Why did you wake me up to tell me something that big? Now, I'll never be able to concentrate on my work!
Tokyo çok büyük bir şehirdir.
 - Tokyo is a very big city.
Büyük bir hataydı ki, o caydı.
 - He broke his promise, which was a big mistake.
Sami büyük bir şehre gitmek ve zengin ve de ünlü olmak istedi.
 - Sami wanted to go to a big city and be rich and famous.
Mary'nin iri kahverengi gözleri var.
 - Mary has big brown eyes.
Ken'in köpeği çok iri.
 - Ken's dog is very big.