Kaybolma ihtimalimize karşın, yönleri yazmayı düşündüm.
 - We thought we would write out the directions, in case you got lost.
Kasvetli bir manzara, her yöne millerce yayıldı.
 - A dreary landscape spread out for miles in all directions.
İlaç alırken şişe üzerindeki yönergeleri dikkatle izleyin.
 - When taking drugs, follow the directions on the bottle carefully.
Ordu yanlış yönde ilerliyordu.
 - The army was advancing in the wrong direction.
Kuşlar dört bir yana uçuştu.
 - The birds flew away in all directions.
Senin için talimatları yazdım.
 - Let me write down the directions for you.
Aşağıdaki talimatlarda çok iyi değilim.
 - I'm not so great at following directions.
İmalatçının açıklamasına göre, her on yılda bir değiştirilmeli.
 - According to the manufacturer's directions, tires should be changed every 10 years.