the act of studying; examination

listen to the pronunciation of the act of studying; examination
English - Turkish

Definition of the act of studying; examination in English Turkish dictionary

study
çalışmak

Arapça çalışmak istiyorum. - I would like to study Arabic.

Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi. - I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.

study
{i} tetkik
study
{i} görülecek şey
study
{i} çalışma odası

Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar. - He often shuts himself up in the study and writes things like this.

Babam bir garajı bir çalışma odasına dönüştürdü. - My father converted a garage into a study.

study
öğrenme

Çok çalışmalısın ve çok şey öğrenmelisin. - You must study hard and learn many things.

O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti. - He went to Italy in order to study music.

study
okulda okumak
study
etüt etmek
study
inceleme

Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır. - Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.

Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker. - In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.

study
(çimke) bandıkmak
the act of
eyleminin
study
{f} gözetmek
study
{f} çalışma yapmak

Çalışma yapmak için çok yorgunum. - I'm too tired to do study.

study
(isim) öğrenim, tahsil, tetkik, çalışma, inceleme, araştırma, araştırma konusu, görülecek şey, çalışma odası, taslak, eskiz, deneme, ön çalışma, etüt, rol ezberleme
study
{i} taslak
study
{f} çabalamak
study
{f} öğrenmek

Öğrenmek için her gün okula gider. - He goes to school to study every day.

O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti. - He went to Italy in order to study music.

study
{i} müz. etüt
study
{i} ön çalışma
study
(fiil) eğitimini görmek, okumak, öğrenmek, çalışmak, çalışma yapmak, araştırmak, incelemek, gayret etmek, çabalamak, gözetmek, saygılı olmak
study
araştırma konusu veya sahası
study
alıştırma taslak
English - English
study

I made a careful study of his sister.

the act of studying; examination
Favorites