English - Turkish
Definition of the act of passing something to another person in English Turkish dictionary
- passage
- geçiş
Azınlık partisi, faturaların geçişini engellemek için son çabayı sarfetti.
-The minority party made a last-ditch effort to block passage of the bills.
Yan yatan bir araç geçişi engelledi.
-A car lying on its side blocked the passage.
- passage
- geçit
Binanın içinde gizli bir geçit bulduk.
-We found a secret passage into the building.
Gizli bir geçit bulduk.
-We discovered a secret passageway.
- passage
- geçme
- the act of
- eyleminin
- handing over
- teslim
- handing over
- teslim etme
- passage
- {i} yolculuk
- passage
- {i} akış
- passage
- {i} koridor, dehliz
- passage
- tarik
- passage
- {i} kanal
- passage
- bir tasarının kabul edilip yürürlüğe girmesi
- passage
- {i} gemi
- passage
- (Tekstil) geçiş, pasaj
- passage
- seyahat
- passage
- yol
Gizli bir geçit yoluyla kaçtılar.
-They fled through a secret passageway.
- passage
- geçit,pasaj
- passage
- {i} geçme, gitme
- passage
- geçiş hakkı
- passage
- (isim) geçit, pasaj, dehliz, koridor [brit.], parça, kanal, geçme, geçiş, akış, yolculuk (uçak, gemi), bağırsakların çalışması
- passage
- {i} dehliz
Related Terms
English - English
Definition of the act of passing something to another person in English English dictionary
- passage
- handing over
the act of passing something to another person
Hyphenation
the act of pass·ing some·thing to an·oth·er per·sonTurkish pronunciation
dhi äkt ıv päsîng sʌmthîng tı ınʌdhır pırsınPronunciation
/ᴛʜē ˈakt əv ˈpasəɴɢ ˈsəmᴛʜəɴɢ tə əˈnəᴛʜər ˈpərsən/ /ðiː ˈækt əv ˈpæsɪŋ ˈsʌmθɪŋ tə əˈnʌðɜr ˈpɜrsən/
Resimler
Favorites