Mary'nin onun annesine yardım etmeyi planlamadığını Tom'a söyleme.
 - Don't tell Tom that Mary isn't planning on helping his mother.
O, planlama bölümünde çalışıyor.
 - He works in the planning section.
Tom partiyi planlayarak iyi bir iş yaptı.
 - Tom did a good job planning the party.
O, planlama bölümünde çalışıyor.
 - He works in the planning section.
Tatil sırasında onun nereye gitmeyi planladığını ona soracağım.
 - I'll ask him where he is planning to go during the vacation.