Tom'un patronu ona bir haftalık ücreti avans verdi.
 - Tom's boss advanced him a week's wages.
Bana biraz avans verebilir misin?
 - Could you advance me some money?
Tıptaki son gelişmeler dikkat çekicidir.
 - The recent advances in medicine are remarkable.
Ama kuşkusuz o zaman hiçbir bilimsel gelişme yoktu.
 - But undoubtedly there were no scientific advances then.
Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.
 - Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide.
Müdür, toplantıda bir öneri ileri sürdü.
 - The manager advanced a proposal at the meeting.
O peşin olarak ödünç para aldı.
 - He borrowed the money in advance.
Peşin olarak ödemek zorundayız.
 - We have to pay in advance.
Japon endüstrisi savaştan beri büyük ilerlemeler kaydetti.
 - Japanese industry has made great advances since the war.
Yine, köktenci ideolojiler büyük tarihsel ilerlemelere karşı çıkarlar.
 - Once more, the fundamentalist ideologies oppose to the great historical advances.