English - Turkish
Definition of the ability to act first or on ones own in English Turkish dictionary
- initiative
- {i} girişim
Girişim cezalandırılabilir.
-The initiative is punishable.
O, bu girişime karşı çıkıyor.
-He opposes this initiative.
- initiative
- {i} girişkenlik
- initiative
- kişisel teşebbüs
- initiative
- (Askeri) ŞAHSİ TEŞEBBÜS, İNİSİYATİF, GİRİŞKENLİK: Lüzumlu hallerde, emir beklemeyerek ve neticenin sorumluluğunu yüklenerek, kendiliğinden iş görme
- initiative
- (Askeri) İnsiyatif
- initiative
- {s} neden olan
- initiative
- {i} önayak olma
- initiative
- (Askeri) şahsi teşebbüs
- initiative
- başlama yetkisi
- initiative
- ön ayak olma
- initiative
- ilk adım
- initiative
- başlangıç
- initiative
- başkalarının yardımı olmadan karar verme yeteneği
- initiative
- {s} başlatan
- initiative
- {s} ön
- initiative
- {i} yasa teklifinde bulunma hakkı
- initiative
- {i} girişim, teşebbüs
- initiative
- {i} inisiyatif
O işinde oldukça iyidir, ama inisiyatiften yoksundur.
-He is quite good at his job, but lacks initiative.
O sadece küçük bir holigan ama sadece onun biraz daha inisiyatifi olsa, o büyük bir suç lideri olabilir.
-He's just a petty hooligan, but if he had just a little more initiative, he could be a major criminal leader.
Related Terms
English - English
Definition of the ability to act first or on ones own in English English dictionary
- initiative
the ability to act first or on ones own
Hyphenation
the a·bi·li·ty to act first or on ones ownTurkish pronunciation
dhi ıbîlıti tı äkt fırst ır ôn wʌnz ōnPronunciation
/ᴛʜē əˈbələtē tə ˈakt ˈfərst ər ˈôn ˈwənz ˈōn/ /ðiː əˈbɪlətiː tə ˈækt ˈfɜrst ɜr ˈɔːn ˈwʌnz ˈoʊn/
Resimler
Favorites