English - Turkish
Definition of that which is bred or produced; breed; species in English Turkish dictionary
- brood
- {i} kuluçka
- brood
- düşünceye dalan
- brood
- kötü düşünmek
- brood
- kuluçkaya yatmak
- brood
- sarmak
- brood
- arpacı kumrusu gibi düşünmek
- brood
- kuş yavruları
- brood
- {i} aile
- brood
- yavrulaması için tutulan
- brood
- {i} bir kuluçkada çıkan yavrular
- brood
- brooderkuluçka makinası
- brood
- kuş yavruları/aile
- brood
- {f} kara kara düşünmek
- brood
- s damızlık
- brood
- arpacı kumrusu
Yaptığı hatayı arpacı kumrusu gibi düşündü.
-He brooded over the mistake he made.
- brood
- {f} üzerinde dolaşmak (belâ vb)
- brood
- düşünceli kimse
- brood
- (isim) bir kuluçkada çıkan yavrular, damızlık, civcivler, aile, çoluk çocuk
Related Terms
English - English
Definition of that which is bred or produced; breed; species in English English dictionary
- brood
that which is bred or produced; breed; species
Hyphenation
that which I·s bred or produced; breed; spe·ciesPronunciation
Resimler
Favorites