that travels (with one)

listen to the pronunciation of that travels (with one)
English - Turkish

Definition of that travels (with one) in English Turkish dictionary

travelling
yolculuk

Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır. - Travelling is easy these days.

Yalnız yolculuk ediyorum. - I'm travelling alone.

travelling
{s} gezici
travelling
kaydırma
travelling
{f} seyahat et

O, hava yoluyla yurtdışına seyahat etmekten hoşlanıyor. - He likes travelling abroad by air.

Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım. - Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.

travelling
seyahat

Yalnız seyahat ediyorum. - I'm travelling alone.

Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım. - Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.

travelling
seyahat ederek

Zengin olsam zamanımı seyahat ederek geçiririm. - If I were rich, I'd pass my time in travelling.

travelling
{s} seyyar
English - English
travelling
that travels (with one)
Favorites