English - Turkish
Definition of that opposes or oppose; on the opposite side in English Turkish dictionary
- opposing
- karşı çıkma
- opposing
- {i} ters düşme
- opposing
- {f} karşı çık
Onlar benim önerime kuvvetle karşı çıkıyorlar.
-They are strongly opposing my proposal.
Çevreciler, Keystone XL boru hattına karşı çıkıyorlar.
-Environmentalists are opposing the Keystone XL pipeline.
- opposing
- karşısında
- opposing
- muhalif
- opposing
- karşı
Tartışmalı öneri, iki karşıt parti arasında yoğun bir söz savaşına neden oldu.
-The controversial proposal has caused an intense war of words between the two opposing parties.
Onlar benim önerime kuvvetle karşı çıkıyorlar.
-They are strongly opposing my proposal.
- opposing
- ters
- opposing
- karşılıklı
Related Terms
English - English
Definition of that opposes or oppose; on the opposite side in English English dictionary
- opposing
that opposes or oppose; on the opposite side
Hyphenation
that opposes or oppose; on the op·po·site sidePronunciation
Resimler
History
Favorites