that gives warning or information

listen to the pronunciation of that gives warning or information
English - Turkish

Definition of that gives warning or information in English Turkish dictionary

telltale
{s} durumu/gerçeği açığa vuran (şey): There was a telltale smudge of lipstick on his collar
telltale
muhbir
telltale
gammaz
telltale
açığa vuran
telltale
dedikoducu
telltale
(duygu/düşünce/suç/vb.) belli eden
telltale
sahte
telltale
{i} başkalarının sırlarını açığa vuran kimse
telltale
org körüğünün dolu veya boş olduğunu gösteren cihaz
telltale
{i} işe giriş saatini yazan makine
telltale
başkalarının sırlarını orada burada anlatan kimse
telltale
dümenin durumunu gösteren alet
telltale
{i} ispiyoncu

İspiyoncu öğrenci Tom'un spor salonunun arkasında sigara içtiğini müdüre söyledi. - The school telltale reported Tom to the principal for smoking behind the gym.

telltale
yalan
telltale
{i} sırrı açığa vuran kimse
telltale
tren makinistine bir köprünün yakla
telltale
{i} sayaç
telltale
dedikoducu kimse
English - English
telltale
that gives warning or information

    Hyphenation

    that gives warn·ing or in·for·ma·tion

    Turkish pronunciation

    dhıt gîvz wôrnîng ır înfôrmeyşın

    Pronunciation

    /ᴛʜət ˈgəvz ˈwôrnəɴɢ ər ənˈfôrˈmāsʜən/ /ðət ˈɡɪvz ˈwɔːrnɪŋ ɜr ɪnˈfɔːrˈmeɪʃən/
Favorites