Turkish - English
Definition of tevki̇f in Turkish English dictionary
- tevkif
- custody
- tevkif
- (Kanun) caption
- tevkif
- arrest
They've arrested her.
-Onlar onu tevkif etti.
I'm not arresting her.
-Onu tevkif etmiyorum.
- tevkif
- stopping, halting; arrest, detention, apprehension
- tevkif ateşi
- (Askeri) final protective fire
- tevkif etmek
- take prisoner
- tevkif kampı
- (Askeri) detention camp
- tevkif müzekkeresi
- (Kanun) warrant
- tevkif müzekkeresi
- (Kanun) capias
- tevkif evi
- Detention house, remand prison, penitentiary
- tenzil ve tevkif
- (Ticaret) deduct and withhold
- tevkif ateş
- (Askeri) final protective fire
- tevkif ateşi hattı
- (Askeri) final protective line
- tevkif etmek
- to arrest tutuklamak
- tevkif etmek law
- to arrest, take (someone) into custody
- tevkif müzekkeresi
- law warrant of arrest
- tevkif yayı
- detent spring
- tevkif
- interception
- tevkif
- withheld
- tevkif
- detention
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of tevki̇f in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Arafatta mevkaf olan yerde durdurmak
- (Osmanlı Dönemi) Bir kimsenin koluna bilezik takmak
- (Hukuk) Alıkoyma(para)kesme
- (Osmanlı Dönemi) Alıkoyma, tutma. Hapis olarak bekletme. Vakfetme
- tevkif
- Durdurma: "Bir alayımız, düşmanın bir fırkasını sabahtan akşama kadar tevkif etmiştir."- R. E. Ünaydın
- tevkif
- (bir suç dolayısıyla birini) Tutuklama
- tevkif
- Tutuklama
- tevkif
- (Osmanlı Dönemi) hapsetmek, durdurmak
- tevkif
- Bir suç dolayısıyla birini tutuklama
- tevkif
- Durdurma
- tevkif etmek
- Tutuklamak
Related Terms
tevki̇f
Hyphenation
tev·ki̇fResimler
Favorites