tevatür

listen to the pronunciation of tevatür
Turkish - English
rumor, piece of hearsay, widespread report
rumor
Turkish - Turkish
din bilgisi - Yalan üzere birleşmeleri mümkün olmayan, her zaman güvenilen kimselerin bir haberi bildirmeleri
Bir haberin ağızdan ağza yayılması, yaygın söylenti: "Eğer bu derece tevatür olmamış olsaydı, bu alışverişten çoktan vazgeçecekti."- E. E. Talu
(Osmanlı Dönemi) Fık: İçinde yalan ihtimali olmayan ve bir cemâate dayanan kuvvetli haber, ferdî olmayıp cemaate ait olan sağlam haber.Mâlumdur ki; üç dört muhtelif yoldan gelenler, aynı bir hâdiseyi söyleseler, yakini ifâde eden tevâtür derecesinde o hadisenin kat'i vukuuna delâlet eder.İşte, meşrebce ve meslekce ve isti'dâdca ve asırca gayet muhtelif ayrı ayrı bütün muhakkikinin muhtelif
(Osmanlı Dönemi) Müteaddid şeyler birbiri ardınca zâhir olmak
(Osmanlı Dönemi) Kuvvetli haber
(Hukuk) Yaygın söylenti
(Osmanlı Dönemi) Bir hususun söylenmesi hemen herkesin ağzında olup, gezmek. Şâyia
Söylenti
Yalan üzere birleşmeleri mümkün olmayan, her zaman güvenilen kimselerin bir haberi bildirmeleri
Bir haberin ağızdan ağza yayılması, yaygın söylenti
(Osmanlı Dönemi) sağlam bilgi haber; bir haberin Sahabeden itibâren üç nesil boyunca yalan söylemelerine ihtimâl olmayan büyük bir kalabalık tarafından nakledilmesi
tevatür
Favorites