O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil.
 - She is never online, even during her vacation.
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
 - She left without saying even a single word.
Ben fiziği seviyorum ve matematiği daha da çok seviyorum.
 - I like physics, and I like mathematics even more.
Şimdi sizi daha da çok seviyorum arkadaşlar!
 - Now I love you guys even more!
Biz onların dükkanının bir başarısızlık olduğunu düşündük, fakat şimdi, zor günleri atlattılar ve hatta büyüdüler.
 - We thought their shop was a failure, but now they've gotten out from under and even expanded.
Her şey için görgü kuralı vardır, hatta bir seks partisinin bile.
 - There's proper etiquette for everything, even an orgy.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
 - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Tom'u tamamıyla hatırlıyor musun?
 - Do you even remember Tom?
Tom neredeyse her akşam evdedir.
 - Tom is at home almost every evening.
Bugün bile onun teorisi neredeyse inkar edilemez olarak kalmaya devam etmektedir.
 - Even today, his theory remains practically irrefutable.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
 - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Biz dahi Tom'dan hoşlanmıyoruz.
 - We don't even like Tom.