Dün gece berbat bir rüya gördüm.
- I had a horrible dream last night.
Tom çocuklarına karşı berbattı.
- Tom was horrible with children.
Sen kötü bir insan değilsin.
- You're not a horrible person.
Bu ilacın tadı çok kötü.
- This medicine tastes horrible.
Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
- The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
Kalabalık meydanda korkunç bir şey oldu.
- Something horrible happened in the busy square.