Definition of tekerlekler in Turkish English dictionary
- (Otomotiv) wheels
There are no wheels on this suitcase.
-Bu bavulda tekerlekler yok.
Tom can't ride a bicycle very well yet, so his bicycle has training wheels.
-Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden onun bisikletinin eğitim tekerlekleri var.
- tires
Replace the old tires with new ones.
-Eski tekerlekleri yenisiyle değiştir.
- undercarriage
- tekerlek
- tyre
- tekerlek
- wheel
Tom can't get around without a wheelchair.
-Tom tekerlekli sandalye olmadan gezinemiyor.
Did you see grandpa's wheelchair?
-Dedemin tekerlekli sandalyesini gördün mü?
- tekerlek
- tire
Replace the old tires with new ones.
-Eski tekerlekleri yenisiyle değiştir.
- tekerlekler üzerinde gitmek
- roll
- tekerlek
- trindle
- tekerlek
- wheel of
- tekerlek
- slang passive male homosexual, fag, queer
- tekerlek
- wheel-shaped
- tekerlek
- roller
I think skateboards are usually cheaper than rollerblades.
-Kaykayların genellikle tekerlekli patenlerden daha ucuz olduklarını düşünüyorum.
Roller skating is fun.
-Tekerlekli patenle kaymak eğlencelidir.
- tekerlek
- (küçük) trundle
- tekerlek
- truckle
Related Terms
Definition of tekerlekler in Turkish Turkish dictionary
- Tekerlek
- teker
- tekerlek
- Merkezde bulunan ve bir eksenin çevresinde dönebilir kurs veya çember, teker
- tekerlek
- Teker biçiminde olan (şey)
- tekerlek
- Merkezde bulunan ve bir eksenin çevresinde dönebilir çember, teker: "Bozuk düzen taşların üstünde tıkırdayan / Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor."- F. N. Çamlıbel