Turkish - English
Definition of tebessüm in Turkish English dictionary
- smile gülümseme
- smile
She said with a smile.
-O bir tebessümle söyledi.
I saw Jane go into her classroom with a smile.
-Jane'nin tebessümle sınıfana girdiğini gördüm.
- {i} tittering
- {i} titter
- tebessüm eden
- smiling
- tebessüm etmek
- smile
- tebessüm etmek
- to smile
- tebessüm etmek
- to smile gülümsemek
- tebessüm etmek
- laugh softly
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of tebessüm in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Gülümseme. Nazikâne ve dişlerini göstermeyerek gülme
- Gülümseme
Ne olursa olsun, gülümsemeyi unutma.
-Her ne olursa olsun, yüzünüzden tebessüm eksik olmasın.
- Gülümseme: "O şimdilik dudağında acı bir tebessümle yalnız bana bakıyordu."- R. N. Güntekin
- Tebessüm etmek
- (Osmanlı Dönemi) BESM
Related Terms
tebessüm
Hyphenation
te·bes·sümPronunciation
Common Collocations
tebessüm etmekResimler
History
Favorites