The price will change according to the demand.
 - Fiyat talebe göre değişecek.
Supplies cannot keep up with the demand.
 - Tedarikçi firma talebe yetişemiyor.
I am a student who likes going to school.
 - Ben okula gitmeyi seven bir talebeyim.
There are about a thousand students in all.
 - Toplam olarak takribî bin talebe var.
I'm requesting political asylum.
 - Siyasi sığınma talep ediyorum.
I'll do as you request.
 - Talep ettiğin şekilde yapacağım.
They have demanded that all copies of the book be destroyed.
 - Onlar kitabın tüm kopyalarının imha edilmesini talep ettiler.
We must not give way to their demands.
 - Biz onların taleplerine boyun eğmemeliyiz.
Fight oppression, claim your freedom.
 - Baskıya direnin, özgürlüğünüzü talep edin.
He claimed his share of the profits.
 - Kar payını talep etti.
He called for a tax on earnings.
 - O kazançlarla ilgili vergi talep etti.
Please file a written request.
 - Lütfen yazılı talep doldurun.
I charge a flat fee of 2,000 dollars per weekend for my services.
 - Ben hizmetlerim için haftalık 2.000 dolarlık sabit bir ücret talep ediyorum.
That company charges a monthly service fee of thirty dollars.
 - Bu şirket, otuz dolara aylık bir servis ücreti talep ediyor.
He solicited our votes.
 - O oyumuzu talep etti.
Öğrenci 256'nın karekökü on altıdır diye yanıtladı.
 - Talebe 256'nın karekökü on altıdır diye cevapladı.
Toplam olarak yaklaşık bin öğrenci var.
 - Toplam olarak takribî bin talebe var.