takât

listen to the pronunciation of takât
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Güç, kuvvet. İktidar
Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman: "Hareket edebilecek ne vasıtamız, ne takatimiz vardı."- A. Gündüz
Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman
(Osmanlı Dönemi) güç, derman, kuvvet
(Osmanlı Dönemi) PERVA
takât
Favorites