tırmık

listen to the pronunciation of tırmık
Turkish - English
rake

Tom wanted to help Mary rake the leaves, but she was using the only rake. - Tom Mary'ye yaprakları tırmıkla toplaması için yardım etmek istedi fakat o tek tırmığı kullanıyordu.

Use a rake and rake up the leaves in the yard. - Bir tırmık al ve bahçedeki yaprakları tırmıkla.

harrow
garden rake
scratch, clawed place, wound made by an animal's claw or a person's fingernail
rake (e.g. garden rake, etc.)
drag
scratch; rake, harrow
grubber
scarifier
scratch
rakes
tırmık atmak
1. to scratch, c(Hukuk) 2. to try to scratch or claw
tırmık çekmek
to harrow
kıvrımlı tırmık sapı
snath
tandem diskli tırmık
(Tarım) tandem disk harrow
zincirli tırmık
chain harrow
Turkish - Turkish
Bahçıvanlıkta toprağın taşını ayıklamak için kullanılan, ucu bu biçimde olan araç
Kabartılmış toprağın taşını, çöpünü ayıklamak için kullanılan seyrek dişli, tarak biçiminde araç
Kedi kumunu temizlemek için kullanılan kürek
Tırnak beresi: "Yüzünde tırmıklar vardı."- P. Safa
Tırnak beresi
gelberi
ok
cırnak
adav