The bathroom sink is plugged.
- Banyo lavabosu tıkalı.
We must find something to plug up this hole.
- Bu deliği tıkamak için bir şey bulmalıyız.
Not only my nose is blocked but also my temperature is high.
- Sadece burnum tıkanmadı fakat aynı zamanda ateşim yüksek.
I was told my tear duct was blocked.
- Bana gözyaşı kanalımın tıkandığı söylenildi.
The restaurant is always packed.
- Restoran her zaman tıka basa doludur.
The stadium was packed with excited spectators.
- Stadyum heyecanlı seyirciyle tıka basa doluydu.