Definition of susmak in Turkish English dictionary
- be quiet
- keep quiet
- shut up
Tom was smart enough to shut up.
- Tom susmak için yeterince zekiydi.
The first of human rights is to shut up!!!
- İnsan haklarının birincisi susmaktır.
- hush
- keep silent
He can't do anything but keep silent.
- O susmaktan başka bir şey yapamaz.
- be silent
It's not shameful to be silent when you have nothing to say.
- Söyleyecek bir şeyiniz olmadığında susmak utanç verici değil.
- to be silent
It's not shameful to be silent when you have nothing to say.
- Söyleyecek bir şeyiniz olmadığında susmak utanç verici değil.
- silent
He can't do anything but keep silent.
- O susmaktan başka bir şey yapamaz.
It's not shameful to be silent when you have nothing to say.
- Söyleyecek bir şeyiniz olmadığında susmak utanç verici değil.
- hold one's tongue
- quieten
- keep mum
- quiet down
- shush
- be tongue tied
- to be silent, to hush, to pipe down; to stop speaking/talking, to hold one's tongue
- keep quiet!
- quiet
- to remain silent, not to say anything
- stop speaking
- to stop talking, become silent. sus payı hush money
- hold one's peace
- clam up
- dry up
- whisht
- clam
- (Fiili Deyim ) quieten down
- pipe down
- susmak bilmemek
- (Argo) talk one's head off
- susmak bilmemek
- (deyim) bang on about
- susmak kaimi etmek demektir
- (deyim) silence gives consent
- sus
- shut up
Tom doesn't know when to shut up.
- Tom ne zaman susacağını bilmiyor.
He doesn't know when to shut up.
- O ne zaman susacağını bilmiyor.
- sus
- whist
- sus
- {ü} shush
The judge raised his hand to shush Tom.
- Hakim, Tom'u susturmak için elini kaldırdı.
Tom started to say something, but Mary shushed him.
- Tom bir şey söylemek başladı ama Mary onu susturdu.
- sus
- shut up!
- sus
- (Konuşma Dili) cheese it
- susma
- reticence
- sus
- hush
Many politicians are believed to accept hush money.
- Birçok siyasetçinin sus parasını kabul ettiğine inanılmaktadır.
- sus
- pipe down
- sus
- quiet down
I asked the student to quiet down. It was like talking to a wall, nothing happened.
- Öğrencinin susmasını istedim. Bir duvarla konuşmak gibiydi, bir şey olmadı.
- susma
- silence
Sami wanted Layla silenced.
- Sami, Leyla'nın susmasını istedi.
Speech is silver, but silence is golden.
- Konuşma gümüştür ama susma altındır.
- Sus
- tush
- sus
- shut your trap
- sus
- have done
- sus
- shut your gob
- sus
- sh
- sus
- be done
- sus
- mum
- sus
- belt up
